Demokrasinin bir yönetim şekli olarak ortaya çıkışı çok eski olmakla birlikte yaygınlık kazanmaları ve yerleşikliği insanlık tarihi açısından yenidir. Özellikle 18. yüzyılda yaşanan Amerikan ve Fransız devrimlerinin demokratik rejimlerin yaygınlaşmasını sağladığı bilinmektedir. Bununla birlikte 20. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde demokratikleşme ve demokratik ilkelerin uygulanması noktasında küresel boyutta olumlu bir ivme yakalanmıştır. Ülkemiz ise küresel ölçekteki demokratikleşme dalgalarına 1946 yılında çok partili hayata geçişiyle merhaba demiştir. Bu tarihten itibaren demokratik değerlerini yükseltemeye çalışan Türkiye, başarılı (1960, 1971 ve 1980)-başarısız (1962,1963), post-modern (27 Şubat 1997), e-muhtıra (27 Nisan2007) ve son olarak da Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün (15 Temmuz 2016) demokratik değerleri sekteye uğratan darbe girişimlerine sahne olmuştur. Nihayetinde ülkemiz tüm bu kesintilere rağmen milletiyle birlikte her zaman demokrasiden yana tavır almış ve demokrasinin kesintiye uğradığı darbe dönemlerinden demokratik kural ve kurumları içselleştiren bir hafızayla çıkmasını başarmıştır. Demokrasi dışı uygulamalara karşı halkta oluşan bu hafıza, demokrasinin pekişmesi ile ilgili yapılan tanımlarda çok önemli bir yere sahip olan tavırsal duruşun da oluşmasına katkı sağlamıştır. Özellikle 15 Temmuz 2016’da FETÖ’ye mensup bir grup askerin başını çektiği hain darbe girişiminde halkın göstermiş olduğu refleks, ülkemiz demokrasisinin güçlü bir kamuoyu nezdinde yerleşik kazandığını göstermesi açısından önem taşımaktadır. Dolayısıyla çalışmada 15 Temmuz hain darbe girişimi esnasında ve sonrasında kamuoyunun göstermiş olduğu tavırsal yaklaşımın, ülkemizdeki demokratik ilkelerin yerleşmesi için güçlü kamuoyunun varlığı bakımından analizinin yapılması amaçlanmaktadır. Her şeyin ötesinde ucunda ölüm olduğunu bile bile darbeye direnen Türk halkı, demokrasiden yana göstermiş olduğu tavırsal yaklaşımla tüm dünyaya örnek bir miras bırakmıştır. Şüphesiz darbe girişimi esnasında iktidar-muhalefet tüm partilerin dayanışma içerisinde olması ve medyanın demokratik süreçlere vurgusu, halkın darbeye karşı güçlü tavır almasını kolaylaştırmıştır.
The emergence of democracy as a form of government has become widespread as it is too old and the establishment is new in terms of human history. It is known that especially the American and French revolutions of the 18th century provided democratic regimes widespread. However, when it came to the last quarter of the 20th century, there was a positive momentum on the global scale as democratization and the application of democratic principles. Our country, on the other hand, called democratization waves in global scale in 1946 with the multiparty passion. From this date on, Turkey has been trying to raise its democratic values and has been successful (1960, 1971 and 1980), unsuccessful (1962,1963), postmodern (27 February 1997), e-memorandum (27 April 2007) and finally Fetullah Terrorist Organization ) (July 15, 2016) has been the scene of coup attempts that have infiltrated democratic values. Ultimately, our country has always stood for democracy with the nation despite all these disruptions and has begun to emerge with a memory that internalizes democratic rules and institutions from the period of the democracy's interruptions. This memory, which has been created in the face of non-democratic practices, has contributed to the formation of a stance that has a very important place in the definitions of democracy reinforcement. Especially on July 15, 2016, the reflex that the people showed in the treacherous coup attempt that a group of soldiers belonging to FETO took the head is important in showing that the democracy of our country is established with a strong public opinion. Therefore, it is aimed to analyze the existence of strong public opinion in order to settle the democratic principles in our country, the attitude approach that the public has shown during and after the treacherous coup attempt on July 15th. Above all, the Turkish people who resisted the coup, even though death was on their way, left an exemplary legacy to the whole world with a democratic approach. Undoubtedly, during the coup attempt, the power-opposition all parties are in solidarity, and the media's emphasis on democratic processes has made it easier for the people to take strong stance against the coup.