Kamu harcamalarının finansmanında en önemli ve en etkili gelir kaynağı vergilerdir. Vergilerin en önemli gelir kaynağı olmasının Türk Ordusu’nun 12 Eylül 1980’de askeri bir darbeyle siyasal yönetime el koyması, Cumhuriyet tarihinin sonuçları itibariyle en önemli olaylarından biridir. Bu siyasal olay, Türk Solu için de miladi nitelikler taşır. Zira Türk Solu, 1970’lerde ülkenin en mağdur kesimleriyle buluşabilmiş bir soldur. 12 Eylül sonrası ise, Türk Solu’nun ana gövdesi giderek ulusalcı-milliyetçi bir eksene kaymıştır. Bu kayma, Sol’un, dışlayıcı ve ötekileştirici bir hâle bürünmesi şeklinde tezahür etmiştir. Bu çalışmanın ana amacı, 1980 askeri darbesi ve buna bağlı olarak ortaya çıkan 1982 Anayasası ile birlikte Türk siyasal hayatında, özellikle ana akım merkez solda bulunan ve 1980 sonrası sert tutumlu-laiklik çizgisine geçen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve ulusal çizgide ilerleyen Demokratik Sol Parti’nin (DSP) nasıl şekillendiğini, iki sol parti arasındaki benzerlik ve farklılıklar ile bunların siyasal hayattaki iniş ve çıkışlarını irdelemeyi amaçlamaktadır.
Capturing of political government by the Turkish Army with a military coup d’etat on 12 September 1980 is one of the main significant event of the Republic’s history regarding its consequences. This event represents key concerns for the Turkish Left as well. Turkish Left is a left that could meet with the most aggrieved parts of the country in the 1970s. But following the 12 September, main body of the Turkish Left tended to a nationalist axis by time. This tendency manifested as the Left being an exclusionary and othering nature. The main aim of this study is to analyze how two main-leftist-stream Turkish political parties, that is to say, People’s Republican Party which manifested as more radical laicist and Democratic Left Party which headed more nationalist line are politically shaped, what kinds of similarities and diversities they set out, and their political descents and uptrends.