İktisat bilimi, ekonomide karşılaşılan sorunların çözümünde uzun süre matematikten faydalanmıştır. Ekonomideki olguların ölçülebilir nitelikte olması geçmişten günümüze kadar birçok iktisadi teorisyenin matematiksel formülasyonları kullanmasını sağlamıştır. Özellikle AlfredMarshall, IrvingFisher ve John Maynard Keynes gibi farklı ekollerdeki iktisatçılar ortaya koydukları modellerde matematik ilmini yoğun şekilde kullanmışlardır. Ancak bazı iktisadi teorisyenler, iktisadın insan faktörlü sosyal bir bilim olduğunu savunmaktadır. Davranışlar her insana özgü eylemlerdir. Bu yüzden insan davranışları matematiksel bir dille anlatılamayacak kadar karmaşık ve öngörülemezdir. Bu olgu ekonomik olayların sadece matematiksel modellerle ortaya konulamayacağını ortaya çıkarmıştır. Davranışsal iktisat bu noktada insanların ekonomik davranışlarının incelenmesi için psikolojik unsurlarında ele alınması gerektiğini savunarak iktisat bilimine katkı sağlamaktadır.
Economics has benefited from mathematics for a long time in solving the problems encountered in the economy. The measurable nature of facts in economics has enabled many economic theorists to use mathematical formulations from past to present. In particular, economists from different schools such as Alfred Marshall, Irving Fisher and John Maynard Keynes used mathematics extensively in the models they put forward. However, some economic theorists argue that economics is a social science with human factors. Behaviors are unique to every human being. Therefore, human behavior is too complex and unpredictable to be explained in a mathematical language. This phenomenon has revealed that economic events cannot be revealed only with mathematical models. At this point, behavioral economics contributes to the science of economics by arguing that the psychological elements of people should be considered in order to examine their economic behavior.